8 Mart 2012 Perşembe

Pembiş Fare

  

Bu berenin benzerini bir arkadasımın kızına örmüştüm. Küçük değişikliklerle başka bir arkadaşımın iki yaşındaki kızına ördüm. Gören herkes çok beğeniyor, bu berelerden daha çok öreceğe benziyorum :) 

Bu aralar bloğumu boşladım biliyorum ama içimden birşeyler yapmak gelmedi bu hafta hiç. Migren ataklarım da fazla oldu bu hafta. Bir de ben böyleyim işte.Hemencecik hevesimi alırım herşeyden. İlk zamanlar cok buyuk zevk ve şevkle ilgileniyordum bloğumla ama şimdi sanki sıkıldım biraz :( Bu yay burcu olmamdan bir de üstüne yükselinimin ikizler olmasından mı, tabiatımdan mı, yaradışılımdan mı, yetiştiriliş tarzımdan mı bilmiyorum ama çabuk hevesimi alıyorum, çabuk sıkılıyorum ben. Bloğumu kapatmayacağım yanlış anlaşılmasın yazdıklarımdan ama sanırım hergün de birşeyler ekleyip, yazamıycam. En azından bir süre öyle olacak sanırım. Sanki sevdiğim şeyler dahi olsa birşeyi sistematik ve düzenli olarak yapmak bana göre değil. Beni uzaklaştırıyor.

Bu aralar ruh halim bundan ibaret.

Sevgiyle kalın

3 Mart 2012 Cumartesi

UYDURUKTAN SÜPER TATLI


 

Bu tatlıyı yapmak çok basit ve zahmetsiz amaaaaaaaa lezzeti muhteşemmmm. Ben uydurdum ve yaptım diye söylemiyorum vallahi objektif yaklaşıyorum. Hemen tarife geçiyorum. Canınız tatlı çekti ama çok uğraşmak istemiyorsunuz hemen bu tatlıyı yapın. Şimdi Bim'den iki paket çikolatalı baton kek, iki paket çikolata sosu, 1 litre süt ve ceviz alıyoruz. Çikolata sosunu paketin üzerindeki tarife göre yapıyoruz. Ama ben sos koyu olsun diye biraz daha az süt koydum. Kekleri incecik olacak şekilde ufalıyoruz. Rondoya falan gerek yok, hemen elinizde dağılıyor zaten. Bir miktar cevizi rondoda çektim. Kupların en altına çikolata sos,üstüne ceviz, üstüne kek, tekrar çikolata sos ve en üstü de cevizle süslüyoruz. Aşırı uyduruk ama aşırı lezettli tatlımız hazır oldu bile. Espri olsun diye de kupların ayaklarını süsledim :)


Bu da Bim'de çok ucuzdu. İhtiyacım da yoktu ama çok güzel ve ucuzken kaçırmıyım dedim :))

1 Mart 2012 Perşembe

KENDİ KENDİMİ MİMLEDİM :)

Blog dünyasında yeni olmam ve yeterince takip edenim yok diye doğal olarak beni mimleyen yok. Gerçi blog dünyasında mimlemek ne demek tam olarak da bilmiyorum ama anladığım kadarı ile eskiden anket defterlerimiz vardı ortaokul zamanlarında. Bana onun gibi birsey geldi. Ben bu tip soruları herşeyden önce kendim için cevaplamayı seviyorum. O nedenle bende kendimi mimledim. Hoşuma da gitti :)
 
1- Ölmeden görmeyi istediğin bir ülke var mı? Neden orası?
Aslında ben tüm dünyayı gezmeyi çok ama çok isterdim. İnşallah bir gün nasip olur. Farklı kültürler, yaşam tarzları, bakış açıları ilgimi çok çeker. Bence insanlar ancak farklı türdeki kitapları okur, farklı ülkeleri gezerse hayatı, yaşamı ve neden bu dünyada olduğumuzu tam olarak anlama imkanı bulurlar. İlla görmek istediğim bir ülke yok çünkü ben dünyayı görmek istiyorum :)
 
2- Kış mı? Yaz mı?
Ben kendimi bildim bileli sonbahar ve kışı çok severim. İnsanların çoğunun iç karartıcı ve bunaltıcı bulduğu kasvetli, karanlık, yağmurlu havallara bayılırım. İçim ayrı bir huzur dolar. Böyle havalarda evde camın önünde kitap okumak, koltukta battaniyenin altında film izlemek ve tabii abur cubur tıkınmak en büyük zevkimdir. 

3- Hiç saçının tamamını boyattın mı? Pişman mısın?
Saçımı 16-17 yaşlarımda boyatmaya başladım. Ve hemen hemen her renge boyadım. O zamanlar büyükler ileride zaten çok boyatacaksın beyazın yokken boyama derlerdi. Tabii benim o zamanlar bir kulağımdan girer bir kulağımdan çıkardı. Gençlik işte :) Artık boyamak istemiyorum ama beyazlarım olduğu için boyuyorum. O kadar küçük yaşta boyatmaya başladığım için pişman değilim ama şimdiki aklımla gereksiz olduğunu anlıyorum. Olgunlaşmadan bazı şeyler anlaşılamıyor maalesef.


4- Blogumda en çok ne tarz konular görmek isterdin? 
Ben samimi paylaşımların olduğu ve orjinal şeylerin paylaşıldığı blogları seviyorum. Çok karışık tasarlanmış, herşeyin birbirine girdiği, gözü yoran blogların içerikleri çok güzel dahi olsa okumayı sevmiyorum.

5- Yaptığın en çılgınca şey neydi?
Ben sakin, aşırılıkları olmayan dingin ve doğal yaşamayı seviyorum. O yüzden çılgın bir insan değilim ama deliyimdir biraz. Kimsenin yapmaya cesaret edemeyeceği şeyleri çok rahat yapabilirim ancak tabii kimseyi üzmeyecek ve rahatsız etmeyecek şeyler olduğu sürece. Bugüne kadar yaptığım en çılgınca şey ne sorusuna hatırladığım net bir cevabım yok.

6- En sevdiğin tatlı nedir?
Kazandibi ve birde Fatih'te adını bilmediğim bir yerden aldığımız muhteşem halka tatlısı 

7- Hiç bıkmadan kullanabileceğin oje rengi nedir?
Çok oje sürmem ama kullandığım zamanlar tercih ettiğim renk ya bordo ya da french olur. 

8- Hayvanları sever misin? Evde beslemeyi istedin mi hiç? 
Allah'ın yarattığı herşeyi çok severim. Şuan evde dünya tatlısı 3 kızkardeş kedim var. Sadece 9 aylıklar ve doğduklarından beri bizleler. Onlarla aynı evi paylaşmak çok ama çok keyifli. Onları çok seviyorum.

9- Düzenli olarak takip ettiğin bir dergi var mı? Varsa hangisi?
Lezzet ve Food & Travel dergisini mümkün olduğunca takip ediyorum. Çeşitli ev dekorasyonu dergilerini de düzenli alırdım ama bu konuda netten daha fazla ve güzel şeyler bulduğum için artık almıyorum.

10- Sence Türkiye'de en yaşanılası şehir neresi? Neden?
Kesinlikle İstanbul değil. Ben İstanbul'da yaşıyorum ama sakin ve küçük Ege kasabalarını çok severim. Trafiğin olmadığı, meyve ve sebzelerin lezzetli olduğu, havasının ve denizinin temiz olduğu, insanlarının samimi ve doğal olduğu bir yerde yaşamak en büyük hayalim...

11- İnsanların sende gördüğü, dile getirdiği en iyi ve en kötü özelliğin nedir? 
Cana yakın olmam ve delirdiğim zaman gözümün hiçbir şeyi görmemesi maalesef :( ama bu konuda kendimi eğitmeye çalışıyorum...