27 Aralık 2012 Perşembe

DÜNYA TATLISI ROY'A NOEL HEDİYELERİ

Kardeşimin çok sevdiğim eski bir dostu var. Çok düzgün bir ailenin kızıdır. Kendisi de çok düzgün bir aile kurmuş kendisine. Dünya tatlısı, çok şeker ve yakışıklı bir oğulları var. Onlar Hristiyanlar ama kardeşimi bizim her dini bayramımızda mutlaka arar, mesaj atar. Kardeşim de onların  dini bayramı olan Noel'de Roy için sevimli bir bere örmemi istedi benden. Benden memnuniyetle kabul ettim. Sadece bere ile de kalmadık. Bir de keçeden yılbaşı çorabı hazırladım. Keçe ile ilk defa çalıştım. Çok basitmiş, denemek isteyip de denemeyenler hemen yapsınlar derim.

Gelelim yılbaşı çorabının yapımına. İlk önce A3 kağıdına bir çorap çizdim. Bunu kalıp olarak kullandım. İki adet çorap kalıbından kestim (önlü- arkalı). Bunları yeşil yün ipiyle resimlerde gördüğünüz üzere geniş geniş diktim. Çorabın topuk kısmına yeşil keçe ile yama yaptım. Kenarına daha önceden almış olduğum pötikareli kurdeleyi diktim. Çorabın ağız kısmına beyaz keçe diktim. Gene pötikareli kurdeleyi geçtim altına. Çorabın üstüne de keçeleri aldığımız dükkanda hazır satılan kar taneleri ve geyik kesiminde kesilmiş keçeleri, silikon tabancası ile yapıştırdım. İçine de bir sürü şeker ve çikolata doldurduk. Noele uygun ve sevimli bir hediye oldu.

Bereye gelicek olursak da, hatırlayanlar vardır mutlaka. Susam sokağında Elmo diye bir karakter vardı. Onu örnek alarak ördüm. Yakışıklı kuzuya da çok ama çok yakıştı. Güle güle, güzel günlerde kullansın inşallah.

Bakalım sizler de beğenecek misiniz?

Sevgi ile kalın...





26 Aralık 2012 Çarşamba

BANYO SEPETİ

El işlerine merak saldığımdan beri, dostlarıma ve sevdiklerime hediye vereceğim zamanlar, satın almak yerine mümkün mertebe kendim yapmaya çalışıyorum. Yeni evlenen bir arkadaşıma ev hediyesi olarak da aşağıdaki banyo sepetini yaptım. Değerlendirmek için evde bulundurduğum sepeti mor renge boyadım. Eminönü'nden aldığım danteli sepetin çevresine sardım. Sepetin içine uygun havlu, sabun ve sabunluğu da temin ettikten sonra sepetimiz tamamlandı. Kırtasiyeden aldığım şeffaf kapla sepeti sardım. Mor saten kurdele ile bağladım ve hediyem hazır. Çok uğraş gerektirmedi belki ama gene de benim elim ve zevkim değmiş oldu.
Ben sonuçtan memnun kaldım. Ancak resimleri eski ve kötü makinemle çektiğim için renkler çok kötü çıkmış maalesef. Birde sanki sepetin içinde beyaz boyalar kalmış gibi çıkmış resimlerde ama onlar sepetin içine koyduğum sabunluk ve sabunun renkleri.

Umarım sizler de beğenirsiniz.

Sevgi ile kalın...















25 Aralık 2012 Salı

ASKIMIN ÇALIŞMA ODASINA KALEMLİK VE BARDAK ALTLIĞI

Selamlar;

Bir önceki yazımda paylaşmış olduğum bardak altlıklarında kullandığım peçeteleri kullanarak, bu hayatta canımdan da çok sevdiğim biricik aşkım için kalemlik ve bardak altlığı yaptım. Bu sefer eskitme yapmadığım için biraz daha farklı bir görünümü oldu. Aradaki farkı görebilmeniz için de bir önceki yazımın hemen arkasından bu eserlerimi sizlerle paylaşmak istedim.

Kalemliği Türk Kahvesi kutusunu beyaza boyayıp üstüne peçete dekupaj uygulayarak yaptım. Bardak altlığı da eskimiş bir bardak altlığıydı.Onu da beyaza boyayıp, üzerine peçete uyguladım. 

Sevgi ile kalın...





21 Aralık 2012 Cuma

MARİN KONSEPTLİ BARDAK ALTLIKLARIM

Bu bardak altlıkları da yaptığım çoğu şey gibi kendi evim için. Boyner'den salonuma altına deniz halatı bağlı bir abajur ve de gene deniz konseptli bir çerçeve almıştım. Onlara uyumlu olması için de bu bardak altlıklarını yaptım. Peçete dekupaj tekniği ve yağlı boya eskitme tekniğini kullandım. Peçeteleri Porland'tan almıştım. Nerede hoşuma giden peçete olsa hemen alıyorum. English Home'dan, Esse'den, Tepe Home'dan, Bim'den. Elimde baya baya peçete birikti. Daha kullanmadığım bir sürü peçetem var.

Ben genellikle ilk önce kafamda bir ürün tasarlayıp sonradan malzemeleri almak yerine, ilk önce beğendiğim malzemeleri toplayıp, daha sonra onlara uygun birşeyler tasarlıyorum. Bu peçeteler de daha o bahsettiğim abajur ve çerçeveyi almadan önce alınmıştı. Keza bardak altlıklarını da çok başka birşey yapmayı  planlayarak almıştım ama bu desene kısmetmiş.

Kuzguna yavrusu şahin görülürmüş misali ben bunları da çok beğendim :) Bakalım sizler de beğenecek misiniz?

 Sevgi ile  kalın...






20 Aralık 2012 Perşembe

MUTFAĞIM İÇİN SON ÜÇ PARÇA

Artık mutfak faslını bir süreleğine bitirmeye karar verdim. Zaten mutfak için yaptıklarım şimdilik bu kadar :)
Bugün sizlerle üçer parça paylaşacağım.

İlk ürünüm Karaca'dan aldığım porselen sütlüğüm. Eskiden kalma görünümü vermek istedim. Elimdeki güllü peçetelerin gül kısımlarını kestim. Kulp ve kapak bölümünü yeşile boyadım. Peçeteleri de dekupaj tutkalı  ile yapıştırdım. Çok basit ve kolay bir çalışma oldu.





İkinci ürünüm ise Mudo'da gördüğüm an bayıldığım ve sevgilimin hemen bana aldığı tuzluk - biberlik. Bu ikili siyah beyazdı. Ancak aldığımızın 5. dakikası elimden düştü ve kedili tuzluk kırıldı. Eve gelince hemen yapıştırdım. Yapıştrma yeri de belli olmasın diye kırmızıya boyadım ve vernikledim. Eskisinden daha güzel oldu...




Üçüncü ürünüm de tam 36 yıllık. Bu büyük dekoratif çatalı annem 16 yaşındayken Almanya'da komşuları olan ve annemin Oma dediği bir bayan hediye etmiş. Orjinal rengi kahverengiydi. Ortasında da yapma çiçekler vardı. Birgün mutfakta asılı olduğu yerden düştü  ve kırıldı. Ben yapıştırdım tabii hemen ama annem gözden çıkardı. Bende hemen ben alırım dedim. ( Bir Pınar klasiğidir bu :) ) Mumla eskitme yaptım. Bir sürü renk boyadım. En sonda allta gördüğünüz gibi eskitmenin üstüne bir kat kırmızı sürdüm. Çok içime sindi mi bilmiyorum ama şimdilik bu şekli ile kalacak.





Sevgiler...

19 Aralık 2012 Çarşamba

BİSKÜVİ KUTULARININ KAŞIKLIK VE DUVAR PANOSUNA DÖNÜŞÜMÜ

Cok severek iki dikey bir yatay teneke bisküvi kutusu seti almıştım çeyizime. Ancak evimize geçen yaz hırsız girdi. Daha yeni almış olduğum ve odamda öyle boş boş kaldırılmayı bekleyen kutularımı hırsızlar içerisinde birşey var umudu ile ellemişler. Polisler de parmak izi almak için o kutuları seçtiler. Parmak izi almak için kullanılan tozun lekesi daha sonra bu kutulardan ne yaparsam yapayım çıkmadı. Ben de atmaya kıyamadım tabii. Bunları boyar öyle kullanırım dedim. Ancak iki kat boya  ve dekupajının oluşturduğu kalınlık maalesef kapakların kapanmasını engelledi ve bende bu kutuları artık kutu olarak değerlendiremeyeceğimi anladım. O nedenle dikey kutuları tahta kaşıkları koymak için kaşıklık, yatay kutunun ve dikey kutu kapaklarını da mutfağımın duvarına pano olarak yaptım. Yatay kutuyu henüz içime sinen şekilde değerlendirmedim. İçime siner hale getirirsem sizlerle zevkle onu da paylaşırım.

Gene çok çene yaptım. Artık resimlerimi paylaşayım. Ben kendim yaptığım için midir bilemem ama bunları da çok sevdim. Bakalım sizler de beğenecek misiniz?



Yapım aşamalarını da kısaca sizlerle paylaşayım. Önce hepsini iki kat beyaz boyadım. Ardından yeşil ve kırmızı pötikareli peçeteleri dekupaj tutkalı ile yapıştırdım. Kenarlarını kırmızı ve yeşil boya ile belirginleştirdim. Pano için kullanacaklarımı secmiş olduğum desenleri dekupaj tutkalı ile yapıştırdım. Panoları asmak için sarjlı tornavida ile delikler açtım ve kendir ipi ile tutturdum. Kaşıklıkları ve panoları vazgeçilmezim olan yağlı boya Burnt Umber ile eskitme boyadım. Mat parke verniği ile vernikledim. Ve kullanıma hazırlar...

Sevgiler...




18 Aralık 2012 Salı

COUNTRY STİL SAHİBİ ÇAYDANLIĞIM :)

Evettt, bir süre mutfagım için oluşturacağım eserlerden gideceğim. Bugun sizlerle Güral Porselen'den 2. Kalite olarak sadece 5 TL'ye almış olduğum porselen çaydanlığımın dönüşümümünü paylaşmak istiyorum. Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi mutfağımda yaratmak istediğim tarz vintage ve country sentezi. Aşağıda göreceğiniz çaydanlıkta country tarzı olsun istedim. Mutfakla ilgili olarak ürettiğim eserlerimde genellikle kırmızı ve yeşil renklerini kullandım. Eger kısmet olursa evimde her odanın farklı bir renk teması olmasını istiyorum. Anlayacağınız üzere mutfağımın renkleri de kırmızı ve yeşil olacak.

Gelelim benim bu çok içime sinen çaydanlığıma. Önce resimleri paylaşayım, ardından yapım aşamalarını anlatacağım.



Bu da çaydanlığın orjinal hali. Tabii ben heyecanla objelerin ilk hallerini fotoğraflamadan direk boyamaya geçtiğim için Güral Porselen magazasında sizler için çektim :))

Porselen ürünleri akrilik boya ile boyamak maalesef cok saglıklı olmuyor. İlk katı güzelce sürüyorsunuz. Boya kuruyor. Ancak ikinci katı boyamak istediğinizde bazı bölümlerde allataki kurumuş olan boayanız, topaklanıyor ve garip bir görüntü ortaya çıkıyor. Bunun icin ya bu tip ürünler için üretilmiş astarı bir kat sürdükten sonra akrilikle boyamak gerekiyor. Ya da direk bu tip ürünler için bir boya kullanamı. Emin olmamak ile beraber sanırım Enamel boyalar bu tip boyamalar için uygun. Ancak ben bu tip işlerde biraz inatçıyım ve olmayacak işleri oldurmaya baya çaba harcıyorum. Çaydanlığı zorlu uğraşlar sonunda akrilik boya ile sorunsuz boyamayı başardım. Kapak kısmında biraz sorun oldu ama eskimiş, antik bir görünüm istediğim için çok sorun olmadı. Boyama işlemlerimi bitirdikten sonra çaydanlığım için seçmiş olduğum resmimi transfer tutkalı ile yapıştırdım. Çaydanlık yuvarlak olduğu için resmimde buruşukluklar ve yırtılmalar oldu. Önce çok üzüldüm ve sinir oldum. Ama sonra üzerinden resim yağlı boyası (renk tabii ki her zamanki gibi Bunrt Umber) ile üstünden eskitme şeklinde geçince süper oldu. Tam eski görünümünü verdi. Bu da benim istediğim şey olduğu için üzüntü ve sinir yerini keyif ve beğeni ile değiştirdi. Üstüne de mat parke cilası sürdüm ama tabiii bu çaydanlığı kullanım amaçlı değil, dekoratif amaçlı hazırladım.

Bugunlük benden bu kadar.

Beni takip eden herkese kucak dolusu sevgiler...

14 Aralık 2012 Cuma

ESKİTME TEPSİLERİM

Merhabalar;

Daha önce de paylasmıstım ama epey zaman oldu  ve de bilmeyenler olabilir, o nedenle bir daha paylaşayım.
Ben nişanlıyım ve yaklasık 7-8 ay içerisinde evleneceğim İnşallah :) O nedenle şimdilik yaptıklarım kendi çeyizime dair ürünler. İleride bu işleri profesyonel anlamda ilerletmeyi düşünüyorum ancak şuan sadece kendim ve yakınlarım için üretimdeyim :)

Bu birkaç gün sizlerle mutfağım için tasarladığım ürünlerimi paylaşmak istiyorum. Benim yapmayı planladığım mutfak vintage ve country tarzının bir sentezi. Aslında büyükannelerimizin evlerinde ki o küçük, samimi ve sıcak atmosferi, ben ve nişanlım evimizin her köşesinde taşımak istiyoruz. Biz modern tarzın soğuk ve kişilikten uzak evlerinden ziyade, içinde yaşamın, sevginin ve yaşayanların kişiliklerini barındırdan karakterli evleri seviyoruz.

Bu kadar konuşma yeter :) Gelelim bugün sizlerle paylaşmak istediğim eskitme tepsilerime. Mdf tespilerimi önce iki kat beyaz boyadım.Tepsinin ortasına peçeteyi peçete dekupaj tutkalı ile yapıştırdım. İlgilenenler bilirler ancak bilmeyenler için söyleyeyim: Peçete dekupajı ancak beyaz zeminlere uygulanabiliyor. Ardından peçete dışındaki yerleri oksit sarısı ile bir kat boyadım. Mumladım ve üstüne bir kat yeşil ile boyadım. Zımparaladım. Ardından resim yağlı boyası ile (Burnt Umber) hem peçetenin iki santime kadar olan kısımlarını eskitme yaptım, hem de tepsinin üzerine dağıtarak uyguladım. Son olarak da mat parke verniği ile vernikledim.

Ve tepsilerimiz bitti. Ben çok sevdim yeni cicilerimi. Umarım sizler de beğenirsiniz.

Sevgi ile Kalın



13 Aralık 2012 Perşembe

REÇEL KAVANOZLARININ BAHARATLIKLARA DÖNÜŞÜMÜ

Oldukça uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. En son blog yazımı yazalı tam 9 ay olmuş. Aslında ben bu süre içerisinde boş durmadım. Elimden geldiğince sürekli üretim halindeydim. Anlayacağınız ara verdiğim çalışmalarım değil bloğumdu. Bunun nedeni ise fotoğraf makinemin oldukça kötü olmasıydı. Ama sevgili anneciğim ve kardeşimin bana dogum gunu hediyesi olarak almış olduğu cep telefonu sayesinde artık yapmış olduğum objeleri, rahatlıkla fotoğraflayıp sizlerle paylaşabileceğim.

O zaman başlayalım bakalım :)

Biriktirmiş oldugum reçel kavanozlarını aşağıda göreceğiniz şirin baharatlıklara dönüştürdüm. Onları hakkıyla sergileyebilmek için de mdf raf alıp, eskitme boyadım. Öncelikle sizlerle resimleri paylaşayım. Ardından da kısaca nasıl yaptığımı sizlerle paylaşayım.




Gelelim kavanozları nasıl bu şekle getirdiğime. Kavanozların üzerlerdindeki etiketlerin rahat çıkması için su dolu bir leğende beklettim. Böylece etiketleri de yapışkanları da çok kolay çıktı. Kavanoz kapaklarını beyaz akrilik boya ile iki katboyadım. Punatiyeli peçetelerimi peçete tutkalı ile kapaklara yapıştırdım. Kavanozların üzerlerine de daha önceden almış olduğum kese kağıdı rengindeki hediye kaplarını uygun ölçüde keserek, kağıt tutkalı ile yapıştırdım. Kağıdın üzerine de komple tutkal sürdüm. Kuruduktan sonra peçeteleri dekupajladım ve tekrar komple tutkalladım. Kuruduktan sonra da cd kalemleri ile baharat isimlerini yazdım. Vakti zamanında Eminönü'nden almış oldugum fistoları da kavanoza uyacak şekilde keserek beyaz tutkalla yapıştırdım.Aslında lastik iple daire şeklinde dikmek, yıkamak istediğin zaman fistoyu çıkramak açısından daha doğru ama bu kavanozları yaparken aklıma gelmemişti. Başka kavanozlara artık :)

Rafı önce oksit sarısına boyadım. Mumladım. Ustune bir kat yesil boya sürdüm ve zımparaladım. Ancak ortaya çıkan sonuç beni tam tatmin etmedi. Üstüne resim için kullanılan yağlı boyalardan Burnt Umber  (koyu yanık bir kahverengi ) rengini sert ve kuru bir fırçaya sürdüm. Fazla boyayı kağıda sürerek temizledikten sonra köşeleri daha belirgin, diğer yerlerini daha az olacak şekilde boyadım. Kavanozlarımla rafım süper uyumlu oldular ve ben çok beğendim. 

Diğer tasarımlarımla tekrar görüşmek üzere...

Sevgi ile kalın 

Not: Resimleri daha net ve detaylı görmek isterseniz facebook sayfamdan görebilirsiniz.                 

8 Mart 2012 Perşembe

Pembiş Fare

  

Bu berenin benzerini bir arkadasımın kızına örmüştüm. Küçük değişikliklerle başka bir arkadaşımın iki yaşındaki kızına ördüm. Gören herkes çok beğeniyor, bu berelerden daha çok öreceğe benziyorum :) 

Bu aralar bloğumu boşladım biliyorum ama içimden birşeyler yapmak gelmedi bu hafta hiç. Migren ataklarım da fazla oldu bu hafta. Bir de ben böyleyim işte.Hemencecik hevesimi alırım herşeyden. İlk zamanlar cok buyuk zevk ve şevkle ilgileniyordum bloğumla ama şimdi sanki sıkıldım biraz :( Bu yay burcu olmamdan bir de üstüne yükselinimin ikizler olmasından mı, tabiatımdan mı, yaradışılımdan mı, yetiştiriliş tarzımdan mı bilmiyorum ama çabuk hevesimi alıyorum, çabuk sıkılıyorum ben. Bloğumu kapatmayacağım yanlış anlaşılmasın yazdıklarımdan ama sanırım hergün de birşeyler ekleyip, yazamıycam. En azından bir süre öyle olacak sanırım. Sanki sevdiğim şeyler dahi olsa birşeyi sistematik ve düzenli olarak yapmak bana göre değil. Beni uzaklaştırıyor.

Bu aralar ruh halim bundan ibaret.

Sevgiyle kalın